Kıymık

Açık hava benim evim.
Keşfetmekten zevk alıyorum. Tamamen doğayı, özellikle de botanik ve dendrolojiyi incelemekle ilgiliyim.
Saygın bir okuldan hatırı sayılır bir araştırma aldım (sansürlendi). Belki de duymuşsundur. Oynamak için para aldım ve bu gerçekten heyecan verici. Tek yapmam gereken yaşadığım her şeyi belgelemek.
Bulgu ne kadar soyut olursa, tanıma o kadar büyük olur. Peki, meslektaşları arasında tanıma. Bir meslektaşım altı ay önce yeni bir tırtıl/kelebek türü buldu ve bilimsel bir dergide ayakta alkışlandı ve ün saldı. Elbette [sansürlendi] ve [sansürlendi] dergisinin [sansürlendi] ifadesinden bahsediyorum.
Son serüvenim beni Amazon'a (geri) getirdi. Ne kadarının keşfedilmediğini ölçmek zor.
Amazon'a vardım, bırakma noktası: [sansürlendi]. Bu yeni bir yerdi, ancak yeni yerler yeni heyecan verici fırsatlar demektir.
Son derece yersiz görünen bir ağaca çıktığımızda grubumuz bir yürüyüş yapıyordu. Etrafında yağmur ormanlarının olağan şüphelileri vardı: Attalea Maripa ve Astronium Fraxinifolium. Ama hiçbirimiz bu ağacı tanımlayamadık.
Büyüklüğü yaklaşık 4.5 metre uzunluğundaydı ve doğal olmayan obsidiyen bir renkti. Yapraklar mordu ve ağacın kabuğu tırtıklı ve çürümüş.
Bir örnek almakla görevlendirildim. Aletlerimi aldım ve ağaca doğru yöneldim. Yanına yaklaşırken, ağaçtan bir uluma sesi yükseldi. Biri rüzgar olduğunu düşünebilirdi, ancak yoktu.
Kabuğu biraz kazıdım ve numuneyi bir torbaya koydum. Çanta elimden kaydı, onu almaya çalıştım. Numune etrafa döküldü ve biraz da elime temas etti. Tozları tekrardan topladım ve çantaya koydum. Çantayı bağladıktan sonra elime baktım. Elim pembemsi bir renk almıştı. İyi hissettirmişti ve ben de gruba döndüm.
Kalan yolculuğumuz sorunsuz geçti, ancak elimdeki pembemsi bölgede asla bulamadığım bir kıymık olduğunu hissettim. Geri döndüğümde doktora gitmeye karar verdim.
Eve [sansürlendi] döndüğümde elimin renginin gittikçe değişmekte olduğunu fark ettim. Pembe, sonra kırmızı, sonra mor, sonra siyah. Doktora gittim ve şaşırdı. [Sansürlenmiş]'de Bilim Direktörünün dikkatine sundum ve meslektaşları ile görüştü.
Bütün vücudum değişmeye başladığında beni araştırdılar. Anormal derecede koyu griye dönüyordüm. Ateşe ve bazı kıvrımlara sahip olmaya başladım. Bir tedavi umuduyla herşeyi bu dergide belgelemeye başladım. Bilim Müdürü beni karantinaya almaya karar verdi.
Vücudum muazzam değişimler geçiriyor ve bilim adamları benim üzerimde bir ağaç üstündeki gibi çalışıyorlar. Çalıştıkça çalışıyorlar. Cildimdeki kabuklaşma büyüyor ve parmaklarımda filizlenmiş yapraklar baş gösteriyor. Her geçen gün daha da hareketsizleşiyorum.
Eğer öleceksem, kalıcı olarak felç olmadan önce karantinadan kaçacağım. Bu Doktor'un [vasiyetname] son ​​vasiyetidir.

Açık hava benim evim.

Cinayet

“14 yaşımdayken, bilgisayarın başından çok geç kalkıyordum. Sabah saat 2 civarındaydı, ve herkes uyuyordu. Susadımm ve bir içki almak için koridorda yürüdüm. Koridorda bir gece lambası olduğundan ve yeteri kadar ışık olduğundan hiçbir lambayı yakma zahmetine girmedim. Biri beni izliyormuş gibi hissettiğimde yatak odasına geri döndüm. Hemen arkama döndüğümde, gördüğüme inanamadım. Arkamda yüzen büyük beyaz bir sis vardı. Korkmuş bir şekilde koşarak aydınlık odaya geri döndüm. Mesele şu ki, o koridorun karşısında hiçbir pencere yoktu ve ben henüz gece lambasını geçmemiştim, bu yüzden kesinlikle herhangi bir ışık oyunu değildi. Koridorun önündeki tüm kapılar da kapalıydı.

Birkaç yıl sonra o noktaya en yakın olan odaya taşındığımda, aşırı derecede sıkılıyordum ve yanımda bir lamba olmadan uyuyamaz oldum. Bir süre sonra öğrendiğim bilgilere göre, 80'lerde bir adamın bu evi kiraladığını öğrendim. Bir grup çocuğu kaçırmak, tecavüz etmek, ortadan kaybolmak ve karısının şüpheli cinayeti nedeniyle tutuklandı. Onu asla bulamadılar. Polis köpekleri çiftliğin üzerinden defalarca geçti, ama hiçbir şey bulamadılar. Polisler iyi bir iş çıkaramamış olmalılar çünkü içeri girdiklerinde annem tuvalet tankında bir çift erkek çocuğu cesedi buldu. Kayıp eş hiç bulunmadı ve katil yaklaşık on yıl önce hapishanede öldü. Gerçi, hala burada.”